Yolculuğumuza Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminalinde rehberimiz ve yetkililerimiz ile buluşarak başlıyor ve Etihad Havayolları’nın öğle uçuşu ile Abu Dhabi’ye hareket ediyoruz. Akşam saatlerinde Abu Dhabi’ye varışımızı takiben Etihad Havayolları’nın bağlantılı uçuşu ile Sydney’e hareket ediyor ve geceyi uçakta geçiriyoruz.

Akşam saatlerinde Sydney’e varışımız ile birlikte otele transfer ediliyor ve dinlenmek için serbest zaman ayırıyoruz. Aynı anda dünyanın hem en büyük adası, hem de en küçük kıtası olma özelliğine sahip Avustralya, kendi içinde bunun çok ötesinde kontrastları da barındıran bir ülke konumundadır. Birbirinden kozmopolit şehirleri, vakit geçirmenin benzersiz bir zevke dönüştüğü limanları ve tabi ki tabiatın cömertçe sunduğu hazineleri ile Avustralya, misafirlerini tadına doyulmaz bir deneyim sunmaktadır. Sydney, Avustralya’nın en eski yerleşim merkezlerinden birisi olup, ülkenin ekonomi dahil her açıdan kapitali olmasına rağmen başkenti değildir. Sydney’de yaşam 1778 senesinde bir sömürge kolonisi olarak başlamış olup, 60 sene boyunca İngiliz toplumunun istenmeyen suçlu kişilerini barındırmıştır. Böylesine olumsuz bir başlangıca rağmen Sydney, şu anda dünyanın en ünlü kültür ve sanat merkezlerinden bir tanesi haline gelmiştir. Ülkenin en eski şehri olan Sydney, gerek kültürü, gerek sahilleri, gerek gece hayatı ve dünyanın en büyük doğal limanı olan Sydney Limanı ile turizmin göz bebeği sayılan destinasyonlardan birisi olma özelliğine sahiptir. Şehir, bir ikon haline gelmiş dünyaca ünlü yapıları, dünyanın farklı yerlerinden aldığı göçle birlikte oluşmuş çok kültürlü kimliği, doğa ve şehir yaşamının birbiri ile uyum içinde nefes aldığı ve kendine hayran bırakan modern şehir hayatının en güzel örneklerinden birisidir. Geceleme otelimizde.

Kahvaltı sonrası Sydney’i daha yakından tanıyacağımız şehir turumuza çıkıyoruz. Botanik Bahçesi, Müzik Konservatuarı, Devlet Kütüphanesi, Parlamento Binası, Hyde Park Kışlası ve Azize Meryem Katedrali gezilerimiz ile birlikte kısa bir fotoğraf molası veriyor, sonrasında ise Woolloomooloo Limanı gezimizi yapıyoruz. Turumuzun devamında Kraliçe Elizabeth Alışveriş Binası, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Opera Binası bugünkü duraklarımız arasında yer alıyorlar. Opera Binası, Sydney'in 10 senede tamamlanmış olan sembol binası olup, Danimarkalı Joern Utzon'a 2003 senesinde Pritzker Mimarlık ödülünü kazandırmıştır. Geceleme otelimizde.

Bugün dileyen misafirlemizle birlikte ekstra olarak düzenlenecek olan Mavi Dağlar turuna çıkıyoruz. Sydney’in 103 km batısında yer alan Mavi Dağlar, mistik ve bir o kadar da vahşi dokusu ile Avustralya’nın en büyük kanyonu olma özelliğine sahiptir. Okaliptus ormanları, yeşille gökyüzü mavisinin birbirine karıştığı manzaralar ve nesli tükenen hayvan türlerinin buluştuğu 1.000 kilometrekarelik bir alana yayılmış olan Mavi Dağlar, 2000 senesinden beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor ve her sene binlerce ziyaretçisini ağırlıyor. Gün içerisinde ayrıca ziyaret edeceğimiz Featherdale Doğal Yaşam Parkı’nda kıtaya özgü dünyanın herhangi bir başka noktasında rastlanması çok güç olan egzotik kuşlar, kangurular, çizgi filmi de bulunan ünlü Tazmanya canavarı, Vombat ve koala gibi yerel hayvanların doğal yaşam alanlarını görme şansına sahip oluyoruz. Turumuz boyunca yeşil ve mavinin birbirine karıştığı nefes kesen manzaranın keyfine varıyoruz. Aborjin mitolojisine göre taşlaştıklarına inanılan ve “Üç Kız Kardeş” olarak bilinen tepelerin manzaralı yolculuğu, yağmur ormanları ile Avustralya’nın en büyük kanyonunun mistik kokulu vahşi tabiatının büyüsüne kapılıyoruz. Turumuz sonrasında Sydney’e dönerek otele geçiyoruz. Geceleme otelimizde.

Kahvaltı sonrası havalimanına transfer ediliyor ve yerel havayolları ile Melbourne’a hareket ediyoruz. Varışımız ile birlikte havalimanından otele transfer ediliyor ve Melbourne’da serbest zaman ayırıyoruz. Dünyanın en yaşanılabilir şehirler listesinde ilk sırayı yakalamış olan Melbourne, çekici yaşam koşulları, iklimi, harika şehir yapılanması, siyasi istikrarı, sağlık hizmetleri ve tabi ki kültürel yaşamı ile yaşanılabilirlik seviyesinin çıtasını en ciddi yükselten şehirlerin başında gelmektedir. Melbourne, ülkenin en kalabalık ikinci şehri konumunda olup, yarım küre üzerinde nüfusu 1 milyonun üzerinde olan kalabalık nadir şehirlerden bir tanesidir. Avustralya'nın kültür başkenti olarak bilinen Melbourne şehrinin ismi "değirmen suyu" anlamına gelmektedir. Siviller tarafından kurulan şehir, ismini İngiliz Başbakanı Lord Melbourne'dan almaktadır. Bölgeye göç eden İngiliz göçmenler tarafından 1835 senesinde kurulan Melbourne, 1847 senesinde Kraliçe Victoria tarafından resmi bir şehir olarak kabul edilmiştir. Her yıl, gerek Avustralya'nın diğer şehirlerinden, gerekse dünyanın dört bir yanından milyonlarca misafiri ağırlayan Melbourne, muhteşem iklimi ve senenin her dönemine yayılmış olan kültür ve sanat etkinlikleri ile turizmin gözdelerinden birisi sayılmaktadır. Geceleme otelimizde.

Bugün Melbourne’u daha yakından tanıyacağımız panoramik şehir turuna çıkıyoruz. Westgate Köprüsü, Melbourne Belediye Binası, Victoria Parlamentosu, 1909 senesinde yapılan ve Melbourne banliyölerine giden tren ağının merkez istasyonu olan ünlü Flinders Caddesi İstasyonu, şehrin kalbi sayılan Federasyon Meydanı, Saint Kilda ve Saint Paul katedralleri turumuzdaki duraklarımız arasında yer almaktadır. Şehrin sembolik eserlerinden birisi olan bu katedral, Katolik inancının da önemli yapı taşlarından biri sayılmaktadır. Gotik mimari tarzının geç örneklerinden biri olan yapının inşasına 19.yüzyıl sonlarında başlanmış ve 20.yüzyıl başlarında tamamlanmıştır. Günümüzün devamında Anzak Anıtı, Fitzroy bahçeleri, Melbourne Müzesi, Kaptan Cook’un evi, Botanik bahçeleri, kriket sahaları ve Melbourne Üniversitesi panoramik gezimizdeki geçeceğimiz duraklardan olmaktadır. Geceleme otelimizde.

Bugün arzu eden misafirlerimizle ekstra olarak düzenlenecek olan küçük penguenler cenneti olan Phillip Adası turumuzu yapıyoruz. Phillip Adası, fok ve küçük penguenlerin yaban hayatı yaşadığı büyüleyici bir koleksiyona sahiptir. İzleme platformuna yerleştiğinizde yaşayacaklarınızın kısa özeti şöyledir: Boş sahile bakan küçük tribün hınca hınç doludur. Güneş batarken hava soğur ve ortalığı uğultulu bir bekleyiş kaplar. Tansiyon tırmanırken gözler derinleşen kasveti kucaklar. Birden denizde ufak, kara bir kafa belirir. Sonra bir diğeri, bir diğeri derken küçük kara kafalardan oluşan bir grup ortaya çıkar. Sonunda, ilk cesur penguen, badi badi kıyıya çıkar, korkulu gözlerle etrafa bakar ve birden çok sayıda arkadaşı ona katılır. Küçük penguenler beliriverir ve topluca kum tepeciklerindeki yuvalarına, sahile doğru yürürler. Bu büyüleyici, tatlı, vahşi yaratıklar, çocuklarına balık bulmak için kilometrelerce seyahat ederler. Sadece 33 cm boyundaki kahramanlardır. Önceden, Peri Penguenler olarak adlandırılan bu benzersiz Küçük Penguenleri huşu dolu gözlerle kendilerine bakan bir otobüs dolusu izleyiciyle, günlük yaşamlarını sürerken izlemekte ruhani bir şeyler vardır. Gün batımında, karaya geri dönen küçük penguenleri görünce şaşıracaksınız. Turumuz sonrasında otele dönüyoruz. Geceleme otelimizde.

Kahvaltı sonrası havalimanına transfer ediliyor ve yerel havayolları ile Queenstown’a hareket ediyoruz. Varışımız ile birlikte havalimanından otele transfer ediliyor ve Queenstown’da serbest zaman ayırıyoruz. Queenstown, ortalama 20.000 nüfusa sahip, eşine çok az rastlanır enfes manzaralara sahip, dağlarla çevrili ve göl kıyısında yemyeşil bir tabiata sahip, sokaklarında trafik lambası bile olmayan, ortalama 1.5 kilometrekarelik bir alana yayılmış küçük bir kasaba ve bu küçük kasaba her sene ortalama 2 milyona yakın ziyaretçiyi kendisine çekiyor. Dünyanın neredeyse bozulmamış en doğal halini görebileceğimiz Queenstown, “Yüzüklerin Efendisi” filminde de plato olarak kullanılmıştır. Geceleme otelimizde.

Kahvaltı sonrası Queenstown’ı daha yakından tanıyacağımız gezimiz başlıyoruz. Aynı zamanda dağcılık ve kış sporları merkezi de olan Queenstown, Wakatipu Gölü’nün kıyısında kurulmuş olup, Remarkables adı verilen testere dişleri gibi görünen dağ sırası olağanüstü manzaralar sunmaktradır. Yüzüklerin Efendisi filminden hatırlayacağımız Wakatipu Gölü, Queenstown’ı adrenalin sevenler için baş tacı yapan ve maceracı ruhunu şekillendiren Hackett Bungy Köprüsü de fotoğraf meraklıları için davetkâr kareler sunmaktadır. Orta Dünya’yı ayaklarımızın altına aldığımız bu şehirde, ziyaret edeceğimiz son durak ise büyüleyici Arrowtown. 2012 yılında altını keşfinden bu yana 150. Yılını keşfeden Arrowtown’dan artık madenciler gitmiş olsa da, bu erken yerleşimcilerin kasabası çok iyi muhafaza edilmiş ve kendi başına bir hazine haline gelmiştir. Göller Bölgesi Müzei ve Çin Madenciler İskanı ile butik alışveriş mağazaları, kafe ve restoranlar da burada bulunmaktadır. Geceleme otelimizde.

Kahvaltı sonrası Queenstown'ı kendi frekansımızla gezmek için serbest zaman ayırıyoruz. Geceleme otelimizde.

Kahvaltı sonrası havalimanına transfer ediliyor ve yerel havayolları ile Auckland’e hareket ediyoruz. Varışımız ile birlikte Auckland’de panoramik şehir turumuzu yapıyoruz. Auckland’ın batısındaki kumsallar sörfçüler için biçilmiş kaftandır ve Devonport, Long Bay ile Mission Bay gibi körfezler yüzmeyi amaçlayanlar için idealdir. Limanlar yatlarla dolup taşar. Burası denizcilerin en sevdiği şehirlerden biridir. Kara hayatını sevenler ise Queen Street, Ponsonby Road ve Karangahape Road gibi bölgelerde gece hayatının tadını çıkarabilirler. Eden Dağı, Waiheke Adası ve North Head gibi sönmüş volkanlar ile adalann bir kısmı doğal parklardır ve tarih öncesi yerleşimlerin ve sonradan yapılmış kalelerin kalıntılan buralarda görülebilir. Keşfetmeye değer diğer bölgeler arasında Hunua Ranges ve Waiketere Ranges Parkı yer almaktadır. Kelly Tarlton’un Sualtı Dünyası oldukça popülerdir ve Auckland Sanat Galerisi’nde Yeni Zelandalı ressamlann çalışmalannın yer aldığı önemli koleksiyonlar bulunmaktadır. Auckland’ın dünyada yaşanılması gereken 10 şehirden biri olduğu söylenmektedir ve bulunduğu konuma bakılırsa bunun nedeni kolaylıkla anlaşılacaktır. Turumuz sonrasında otelimize transfer oluyor ve odalarımıza yerleşiyoruz. Geceleme otelimizde.

Bugün dileyen misafirlerimizle ekstra olarak düzenlenecek olan Hobbit Köyü turuna çıkıyoruz. JRR Tolkien tarafından yazılan hayal Orta Dünya, Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin karakter memleketi. Yeni Zelandalı film yapımcısı Peter Jackson sayesinde, Orta-Dünya için fon olarak Yeni Zelanda'nın en görsel çarpıcı manzaraları ile canlandırıldı ve Hobbitler tüm dünyada ünlü oldu. Yüzüklerin Efendisi üçlemesini 11 Oscar kazanmış, yaklaşık 2.9 milyar dolar hasılat elde etmişti. Hobbiton film setinin platosu gerçek Orta Dünya Yeni Zelanda'nın kuzeyinde, 6 bin nüfuslu Matamata kasabası yakınında. Auckland'dan karayoluyla iki saatte ulaşılan film seti 1998'de inşa edildi. Russell Alexander'ın 10 bin koyun otlattığı 48 dekarlık çiftliği, vadinin kuytusundaki alana serpiştirilen Hobbit mağaraları, masalsı bacalı kulübeler, yel değirmeniyle yeni bir görünüm kazandı. Gezi sonrası otelimize dönüyoruz. Geceleme otelimizde.

Kahvaltı sonrası arzu eden misafirlemizle ekstra olarak düzenlenecek olan Rotorua Jeotermal Bölgesi & Gayzerler Bölgesi turuna çıkıyoruz. Yeni Zelanda'nın kuzey adasında yer alan Rotorua, şehirle aynı adı taşıyan gölün kenarına kurulmuş, küçük sakin ve muhteşem doğasıyla ziyaret edenleri büyüleyen bir yer. Doğal hazinesi olan volkanik parkı ve termal sularıyla bir cazibe merkezi haline gelen şehir doğa ve adrenalin tutkunlarının merkezidir. Rotorua volkanik aktiviteleriyle de içinde ve çevresinde kendine özgü birbirlerinden farklı onlarca termal kaynağa hayat veriyor. Yok edici volkanlar sunduklarıyla burada yaşayanlara hayat veriyor. Rotorua'da Te Puia’da Yeni Zelanda'nın esas yerlileri olan Maorilerin geleneksel danslarını da izleme şansımız oluyor. Öğle yemeğimizi de alacağımız köyde bölgenin jeotermal bölgesinde termal bölgeye hayat veren gayzerleri yakından keşfetme şansına sahip oluyoruz. Geceleme otelimizde.

Kahvaltı sonrası kişisel aktivitelerimiz ve alışveriş için serbest zaman ayırıyor ve rehberimizin belirleyeceği saatte buluşarak havalimanına transfer ediliyoruz. Yerel havayolları uçuşu ile Sydney’e hareket ederek varışımız ile birlikte Etihad Havayolları’nın akşam uçuşu ile Abu Dhabi’ye hareket ediyor ve geceyi uçakta geçiriyoruz.

Abu Dhabi’ye varışımız ile beraber Etihad Havayolları’nın bağlantılı uçuşu ile İstanbul’a hareket ediyor ve varışımız ile beraber yolculuğumuzun sonuna geliyoruz.