Esenboğa Havalimanı’nda buluşmanın ardından Lefkoşa’ya keyii bir yolculuk.  Lefkoşa’ya varışımızın ardından alanda sizleri karşılamak üzere tahsis edilen transfer aracımız ve görevli personelimizle birlikte Kıbrıs’ın incisi olan Girne’ye gitmek üzere harekete geçiyoruz. Girne’ye varınca ilk olarak otelimizde oda giriş işlemlerimizi tamamlayıp odalarımıza yerleşiyoruz. Dileyen misarlerimiz otelin çeşitli aktivitelerinden yararlanabilir veya Girne şehir merkezine inerek alışveriş yapabilir ve Girne Tarihi Limanında keyii zaman geçirebilirler. Akşam yemeğimiz otelimizde

Otelimizde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından dileyen misarlerimiz ile ekstra olarak düzenlenecek Beşparmak Dağları & Bellapais Manastırı & Girne turumuzu gerçekleştireceğiz. (100 TL) Girne dağlarının eteğinde bulunan ve eski bir Rum köyü olan Beylerbeyi Köyüne gidiyoruz. Orada 12.yy. da tamamlanan gotik mimarinin en güzel örneklerinden biri olan Bellapais Manastırını yemyeşil dokusuyla Beylerbeyi Köyünü görüp fotoğraf çekmek veya çay kahve içmek isteyen misarlerimiz için verilecek molanın ardından, Beşparmak dağları üzerine kurulmuş üç büyük kuleden en batıda yer alan St. Hilarion Kalesi ziyaret edip, 1974 yılında, ilk kara harekâtının başladığı nokta olan Karaoğlanoğlu bölgesindeki Karaoğlanoğlu Şehitliğini ziyaret ediyoruz. Kıbrıs gezisinde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olan Mavi Köşk’ü ziyaret ediyoruz. 1956 yılında Girne-Güzelyurt dağ yolu üzerine yapılmış olan 2 katlı ve 16 bölümden oluşan bu köşk, oldukça enteresan özelliklere sahip. Öncelikle köşkün öneminden biraz bahsedelim. Gidip gören herkesi büyüleyen bu köşk, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucusu Baş Piskopos Makarios’un avukatı İtalyan asıllı Rum Pablo Pavilides’e ait. Pavilidesi’in avukat olduğuna bakmayın. Zira kendisi yaşadığı dönemde Ortadoğu’nun en büyük silah kaçakçısı olarak bilinmekteydi. Girne’ye tam anlamıyla hâkim konumda bulunan Mavi Köşk ise, Pavilides’in iş ve özel yaşamının bir sentezi olarak işlev görmüş. Pavilides, bu köşkü hem kişisel zevklerini tam anlamıyla yaşamak hem de işini tam güvenli bir şatoda yapmak ihtiyacı duyduğu için yaptırmış. Mavi Köşk’ün büyülü hikayesini rehberimizden dinledikten sonra Rum ordusunun Türk ordusuna karşı kullanmış olduğu ağır silahların yer aldığı Açık Hava Müzesini ve ardından da yavuz çıkarma körfezini, barış ve özgürlük anıtını panoramik olarak görüyor ve adanın en sıcak dokusuna sahip Girne şehrine doğru gitmek için harekete geçiyoruz. Girne’de ilk olarak şehri korumak amacıyla inşa edilen tarihi Girne Kalesini ve içerisinde bulunan zindanlarını Arkeoloji Müzesini ve dünyadaki şuana kadar çıkartılabilmiş en eski 2300 yaşındaki ikinci Gemi Batığını görüyoruz. Daha sonra geçmişte ticari amaçlarla kullanılan ve adayı Ortadoğu’nun en büyük ticaret merkezine çeviren tarihi Girne Limanının kuşbakışı görüntüsünü aldıktan sonra Girne şehrinde serbest zaman verilecektir. Verilen serbest zamanda, dileyen misarlerimiz Girne limanında kahvesini yudumlayabilir, Kıbrıs Evi olarak adlandırılan restoran da Kıbrıs mutfağına özgü yemeklerin tadına bakabilir, dileyenler de Girne çarşıda bulunan mağazalarda alışverişini yapabilir. Daha sonra otobüste buluşup otellerimize gitmek üzere hareket ediyoruz, otelde alınacak akşam yemeğinden sonra dileyen misarlerimiz otel aktivitelerinden yararlanabilir veya ilerleyen saatlerde hareketlenmeye başlayan Girne restoran ve barlarında keyii zaman geçirebilirler. 

Sabah kahvaltısının ardından dileyen misarlerimiz ile ekstra olarak düzenlenecek Boğaz Şehitliği & Cumhurbaşkanlığı Sarayı & Lefkoşa turumuzu gerçekleştirmek üzere (100 TL) otelden hareket ediyoruz. Lefkoşa şehri ile Girne’yi birbirine bağlayan Lefkoşa – Girne boğazı vadisini kullanıp adanın iç kesimine doğru ilerlerken Makarios’un Sarayının panoramik görüntüsünün ardından Kıbrıs’taki en büyük şehitlik olan Boğaz Şehitliğini ziyaret edip başkent Lefkoşa’ya geçiyoruz. Lefkoşa’da Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ve üç çocuğunun küvette katledildiği ev; Barbarlık Müzesini ziyaretin etmemizin ardından da adayı iki farklı bölgeye ayıran yeşil hat sınır çizgisinden kesitleri, Lefkoşa‘yı kasnak gibi saran Lefkoşa surlarını, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı, şehre girişi sağlayan üç orijinal kapıdan biri olan tarihi Girne Kapısını gördükten sonra da Gazimağusa’ya doğru harekete geçiyoruz. Uçsuz bucaksız gibi görünen Mesarya ovasından geçip Gazimağusa bölgesine varıyoruz ve serbest zaman veriyoruz. Verilen serbest zamanda, dileyen misarlerimiz Magosa Surları içinde kahvesini yudumlayabilir, Temel Reis olarak adlandırılan restoran da Kıbrıs ve Türk mutfağına özgü yemeklerin tadına bakabilir, Petek Pastanesi olarak adlandırılan yerde Kıbrıs’a özgü tatlıların tadına bakabilir, dileyenler de Magosa Surlar içinde mağazalarda alışverişini yapabilir. Serbest zamanın bitişinden sonra Lala Mustafa Paşa Camiyi, Venedik Sarayı kalıntılarını, ünlü Namık Kemal meydanı ve vatan şairi Namık Kemal’in Zindanını, hayalet şehir olarak günümüze kadar gelen Kapalı Maraş sınır gezisini tamamladıktan sonra, adada ilk kez Hristiyanlığı yaymaya çalışan St.Barnabasa hitaben inşa edilen bugünkü St Barnabas ikon ve arkeoloji müzesini ziyaret edip, Kral Mezarlarını panoramik gördükten sonra Kıbrıs turumuz burada son buluyor. Aracımız Ercan havalimanına dönüş transferimizi gerçekleştiriyor. Check-in işlemlerini yaptıktan sonra Ankara’ya keyii bir yolculuk. Ankara’ya varışımızın ardından bir başka organizasyonda buluşmak üzere vedalaşıyoruz.